Utku Cevre

5 Ciddi Grafik Roman

Grafik roman tabiri sanırım artık otursa da ilk kullanılmaya başladığı dönemlerde kulağıma çok tuhaf geliyordu. Çocukluktan beri çizgi öykü ve karikatür okuma alışkanlığındaki birisi olarak, kültür büfesinden aldığım Laurel & Hardy çizgi roman kitaplarıyla, evde bulduğum Tenten ciltleri veya bir önceki kuşağın da favorisi olan Teksas Çelik Bilek, Kaptan Swing gibi İtalyan çizgi romanlarını birbirinden ayırmak içimden gelmiyordu. Marvel çizgi roman fasiküllerini düzenli olmasa da takip ederken, lise ikide bir anda Sandman'le tanıştım ve grafik romanın farkının ne olduğunu anladım. Her Sandman cildi, (toplu izlenen dizi sezonları gibi) sayıların birleşimi şeklinde olsa da belirli bir temaya ulaşmanın adımlarını oluşturuyordu. Aynı hızla Watchmen, V for Vendetta, The Killing Joke gibi birçok klasiği keyifle tükettim. Üniversiteden itibaren İtalyan çizgi geleneğinden Martin Mystere ve Dylan Dog'u tercih etmeye başladım. Sinema yazıları kadar öykü ve romanlarını da severek okuduğum Mehmet Açar'ın Hayatın Anlamı ya da Akhisarlı Hasan Tütün'ün Maceraları isimli eğlenceli romanında bu çizgi romanları yetişkinlik düzeyine göre sıralayan güzel bir pasaj var. Hatırladığım kadarıyla aktaracağım üzere, Açar karakterlerinden birine kabaca şunu söyletiyor:

"Tommiks, çizgi romanların içinde en masumları. Tabancası yok, suçluları kementle yakalıyor. Ona hep yakıştırdığımız Suzi'yle el ele bile tutuşmuyor, Suzi ona her maceranın sonunda turtasını sunsa da. Zagor ergenlik gibi, yanında kadın göremiyorsunuz ancak baltası hep elinde. Martin Mystere ise bir yetişkin. Cebindeki silahını gerektiğinde kullanmaktan çekinmiyor. Sevgilileri oluyor ve hep yanında gördüğümüz dilsiz karakter Java ile sembolize edilen id benliğini kontrol altında tutmayı başarıyor".

Şahsen ülkemizde ve dünyada daha ciddi bir grafik roman geleneği olduğunu sonradan fark ettim. Bunlar birer kitap okumakla eşdeğer lezzet veriyordu. Bu yazıda bahsettiğim ciddi, yani fantastik ve gerçeküstü öğe içermeyen, grafik romanlardan beşine yer vermek istedim.

1. Maus

Pulitzer ödüllü yazar Art Spiegelman'ın İkinci Dünya Savaşı'nda toplama kampında yaşadığı gerçek deneyimleri anlatan kitap, bir yandan ailecek yaşadıkları dramı da ustaca paylaşıyor. Kitapta milletlerin temsil edildiği hayvanlar da bir hayli ilginç. En gerçekçi holocaust kitaplarından biri olabilir (Bir başkası da, grafik roman değil ama, Victor Frankl'ın meşhur kitabı İnsanın Anlam Arayışı). 1992'de basılan kitabı Türkçe'de İletişim Yayınları üzerinden edinebilirsiniz. Öneririm.

maus2

2. Persepolis

Yazar ve çizer Marjene Satrapi'nin kendi özgün çizgileriyle oluşturduğu Persepolis, genç bir kızken yaşadığı kötü İran İslam Devrimi tecrübesini, ülkenin bir anda nasıl gericileştiğini, işçi ve kadınların haklarını nasıl birer birer kaybettiklerini tüm çıplaklığıyla anlatıyor. Hayatın içinden örnekleri olan eserin son derece sadık bir de film uyarlaması 2007 yılında yapıldı. Kitap iki cilt halinde 2003 ve 2004'te yayınlanmıştı. Hem kitabı hem de filmi öneririm.

persepolis

3. Logicomix

Yazar Apostolos Doxiadis'in bu en ünlü eseri, İngiliz matematikçi ve mantık bilimci Bertrand Russell'ın hayatını anımsayan ve anlatan birini anımsayan ve anlatan bir grafik roman (yazım hatası yok, gerçekten de böyle). Yani bizim merak ettiğimiz öykü aslında grafik romanın içinde de bir başka öyküye gizlenmiş vaziyette, bu da dümdüz bir anlatımdan ziyade, normalde ağır sayılabilecek matematik konularını kolay sindirmeyi sağlayan dinamik bir anlatı kuruyor. 2009 tarihli eseri öneririm.

logicomics2

4. Pyongyang

Kanadalı çizgi film animatörü Guy Delisle'ın 2003 tarihli bu kitabı adeta bir hazine. Çünkü batılı devletlerde dahi Kuzey Kore ile ilgili adeta çıt çıkmıyor, içeride ne olup bittiğini öğrenemediğimiz gibi, oradaki insanlar dünyayı ne kadar tanıyabiliyor konusunu da ölçemiyoruz. 1990'lı yıllarda Kuzey Kore hükümeti BT ve animasyon gibi bazı işleri yapmak için yabancı şirketlerle anlaşarak eleman kiralıyor. Delisle de onlardan biri ve ülkede/kentte gezerken pek çok karşılaşma yaşıyor. Kitabın farkı, yaşayan bir şehri anlatması; ideoloji kitabın içinde bir büyük fil olarak hep mevcut, ancak sıyrılabildiği zamanlar da var. Farklı bir deneyim için öneririm.

pyongyang2

5. Emanet Şehir

1940'ların sonunda, diğer bir deyişle Soğuk Savaş'ın başlangıcında Ankara'da geçen kitap Levent Cantek ve Berat Pekmezci'nin ortak eseri, ayrıca da 2014 tarihli. Cantek, çizgi roman konusunda ülkemizin otoritelerinden biri olmanın yanı sıra önemli de bir grafik roman senaristi. Bu kitapta da özellikle ilginç karakterler yaratma konusunda çok iyi performans göstermiş. Nispeten az sayılabilecek ciddi Türkçe grafik roman örneklerinden biri. Öneririm.

emanetşehir

Sevgiyle kalın.

#yaşam_tarzı