Utku Cevre

Azalt ve Dünyayı Sev

Morgan Housel'in yazdığı pandemi sonrası çoksatarı Paranın Psikolojisi'nde zenginlik tanımının yanlış anlaşıldığı üzerine anlamlı cümleler var. Zenginliğin genellikle görünmez olduğunu ifade eden yazar şöyle bir cümle kullanıyor:

İnsanlara ne kadar paran olduğunu göstermek için para harcamak, daha az paraya sahip olmanın en hızlı yoludur.

Yani diyor ki, biraz para bulunca hemen gidip harcama, tasarruf et. Yalan dolan girişimcilik hesapları gibi "çay kahve içeceğine hisse al," gibi bir sonuca bağlamayacağım tabii ki. Cimriliğe övgü yapmaya da niyetim yok. Buradan varmak istediğim nokta, acaba sadece para değil, harcama veya daha genel anlamda tüketme denilen olguyu bir tekrar gözden geçirsek nasıl olur?

rockypawpatrol

Yukarıdaki Rocky. Yaşı yetenler için Balboa değil tabii, çocukların severek izlediği Paw Patrol çizgi filmindeki köpekçiklerden tamir ve geri dönüşümden sorumlu olanı. Mottosu "Atma, tekrar kullan! / Don't lose it, reuse it!". Çocukları sürdürülebilirlikle tanıştırmak için uygun; tamir etme, tekrar kullanma ve geri dönüşümle ilgili çocukların anlayabileceği mesajlar veren bir karakter. Esasında sürdürülebilirlik sürecinin bir de Rocky'nin değinmediği ilk aşaması var: Azalt.

Günümüzün geçer akçesi kapitalist ekonomilerin bireye bellettiği temel argüman "büyümezsen küçülürsün" şeklinde. Daha büyük araba, daha büyük ev, daha büyük sermaye, daha çok harcama, daha, daha, daha. Rabbena hep bana. Sonunda dönüştüğümüz insan türünü, ünlü düşünür Eric Fromm daha 1965'te homo consumens olarak tanımlıyor. Yani "tüketen insan". Binlerce yıl sonra arkeologlar kemiklerimizi bulduğunda, ellerimizin kredi kartı tutmaktan farklı şekil aldığını, telefona bakmaktan boynumuzun düzleştiğini görecekler; doğada kaybolmayacak çöp dağlarımızdan totemler yaptığımızı düşünecekler. Büyümezsen küçülürsün. Peki, diyelim ki küçüldük. Ne olurdu?

homoconsumens

Fransız ekonomi profesörü Serge Latouche, 2003 ve 2004 yıllarında Le Monde gazetesine yazdığı makalelerde (yıllara tıklayarak İngilizcelerine ulaşabilirsiniz) büyümeme, yani fiilen küçülme ekonomisi kavramlarını ortaya atıyor ve toplumların küçülerek, daha adil bir ekonomik dağılımla daha mutlu olabileceğini tartışıyor. Latouche, özellikle güney ülkeleri olarak belirlediği, emperyalist ülkeler tarafından kısmen veya tam olarak sömürülen toplumların kendi özlerine dönmelerini, Batı'nın tüketim alışkanlıklarını taklit etmemelerini, kalkınmayı bir tür kutsal haline getirmemelerini ve Batı merkezli sistemden bağımsızlaşacak formüller geliştirmelerini öneriyor. Tabii ki ona göre bu küçülme alışkanlığı öncelikle zengin ülkelerden başlamalı çünkü dünyanın geri kalanı bu ülkeleri besleyip büyütmek, her istediklerini yapıp lüks alışkanlıklarını doyurmak için bütün enerjisini harcarsa kendi istiklalini sağlayamaz, yaşadığı çevreyi temiz ve sürdürülebilir kılamaz. Sürdürülebilir geleceklerini düşünen ülkeler, asgari ücretin en fazla dörtte biri üzerinden arzu eden her vatandaşını uzun vadeli kredi ile kendi evinin sahibi yapabilmeli, ortak alanlara çocuk parkları, kreşler ve kültür merkezleri inşa etmeli, kent ormanları yetiştirmeli. Gökdelenler dikip zaten halihazırda kırk evi olanlara kırk birinciyi müjdelememeli, yurt dışından çöp ithal etmemeli, doğal güzellikleri mahvetmemeli.

globalwarming

Her yıl 22 Nisan Dünya Günü olarak kutlanıyor ve gezegenimiz çapında bir sürü kayda değer etkinlik yapılıyor. Küresel ısınma, kimliklerden, pasaportlardan, ideolojilerden hariç bir gerçek olarak kapımızda. İklim değişikliği sonucu özellikle su kaynaklarının sınırlanması, beraberinde göçmen meselesi gibi dünyanın önündeki en büyük konulardan birini getiriyor. Tabii göçmenlik de sonunda yine emek sömürüsü noktasına bağlanıyor. Dünyamızı biraz kendi haline bırakmak, elektrik başta olmak üzere gereksiz israftan kaçınmak, özellikle enerji canavarı yapay zekâ uygulamalarını sorumlu kullanmak, arada bir tüketime ara vermek, eldekileri tamir etmek ve tekrar kullanmak bize iyi gelecektir. Belki de çok ihtiyacımız olan azaltma alışkanlığını bize bunları yapmak kazandırabilir, çoğumuzun göğsüne sabahtan akşama oturup duran öküzü de yerinden kaldırabilir.

Sevgiyle kalın.

#deneme #yaşam_tarzı