Utku Cevre

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği İçin Kadınlardan 5 Söz

Soğuk Savaş ve iki kutuplu dünya, bildiğiniz gibi uzun yıllar her yeni kavramın çiftlenmesine yol açtı. Ruslar uzaya gönderdikleri insanlara kozmonot diyordu, Amerikalılar astronot (daha sonra Çinliler de taykonot diyecekti). Dmitri Mendeleev tarafından 1863'te keşfedilen periyodik eğilimler Mendeelev Tablosu ismiyle anılırken, liberal dünya bir anda Periyodik Tablo ismini benimseyecekti. Yeni yıl akşamlarının vazgeçilmez mezelerinde bile anlaşmazlık vardı. Halen kimimiz Amerikan Salatası deriz, kimimiz Rus Salatası. Tabii ABD'nin bazı bölgelerinde patates kızartması anlamına gelen French Fries'ın bile Freedom Fries ismiyle anıldığını unutmamak lazım, yani konu Rusya - Amerika çekişmesinden farklı bir boyutta. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nün kaynağının da benzer bir çiftlemeye konu olduğunu söyleyebilirim. 1857'de New York'ta çoğu kadın olan dokuma işçilerinin grevine de atfediliyor, 1909'daki Amerika Sosyalist Partisi kongresine de, 1910'daki Kopenhag Konferansı'na da. 1917 Rus Devrimi'nden sonra çarlık rejiminin yıkılmasındaki eşit rolleri dolayısıyla 8 Mart gününün Uluslarası Kadınlar Günü olarak Lenin tarafından ilan edildiği biliniyor. İlk kutlamaları ise Sovyet Ukrayna'sında 1920'lerde yapılıyor. Bu özel günün bize hatırlattığı en önemli kavram: Eşitlik. Ve tabii ki bu eşitlik biyolojik değil toplumsal. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, kadınların ve erkeklerin toplumda yer alan fırsatlardan ve kaynaklardan adil bir biçimde yararlanması ve toplumsal hayatın beraberinde getirdiği sorumlulukları hakça bölüşmeleridir. Böyle bir eşitlik, ancak cinsiyetlerin her birinin ayrı ayrı ihtiyaç ve önceliklerine saygı duyularak sağlanabilir. Bu haftanın beşli listesinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği'ne atıfta bulunan bazı alıntıları aktarmak istiyorum. Açık oturumlarda görüyoruz ya bazen, hepsi erkek olan panelistler kadın hakları konusunda tartışıyor, tabii toplumun iki yarısının da temsil edilmediği böyle bir ortamdan sağlıklı sonuç çıkmıyor. Erkeklerin her konudaki fikrini çok fazla duyduğumuz için, beşli listedeki alıntıların hepsi kadınlara ait.

1. "Dans edemeyeceksem bu benim devrimim değildir." - Emma Goldman

Litvanya asıllı Amerikalı anarşist yazar ve aktivist Goldman, 1905'te New York'ta katıldığı bir konferans sonrası düzenlenen partide neşeyle dans ederken genç bir yoldaşı tarafından, dans etmesinin politik kimliğine yakışmadığı konusunda eleştirilir. Goldman daha sonra anılarında şöyle diyecektir:

Güzel bir ideali, geleneklerden ve önyargılardan kurtulmayı ve özgürlüğü temsil eden bir davanın, yaşamın ve neşenin inkâr edilmesini gerektirdiğine inanmıyordum.

Goldman gibi idealist olduğunu söylemek güç olsa da Finlandiya eski başbakanı Sanna Marin'in dans ettiği bir video dolayısıyla daha 2022 yılında (yani Goldman'dan 117 yıl sonra) utandırılmaya çalışıldığını ve bir yıl sonra politik kariyerinin sonra erdiğini unutmayalım.

Emma-Goldman

2. "Hareket etmeyenler zincirlerinin farkına varmazlar." - Rosa Luxemburg

Polonya asıllı Alman düşünür Luxemburg, Marksist bir teorisyen olmasının yanı sıra 19. yüzyılın sonunda Avrupa'da kadınların çok nadir sahip olduğu, Zürih Üniversitesi'nden doktorası da olan bir politik ekonomistti. SPD'de üst düzey yöneticilik yaptıktan ve Almanya'nın Birinci Dünya Savaşı'nda yer almasını eleştirdikten sonra, savaş sonrası Weimar Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından öncüsü olduğu 1919 tarihli ayaklanma esnasında paramiliter gruplar tarafından infaz edildi. Luxemburg'un bu anlamlı sözü, hak ve eşitlik arayışının ancak mücadele ile sağlanabileceğini öğütlüyor.

rosa-luxembourg

3. "Bir kadın kurmaca yazacaksa, parası ve kendine ait bir odası olmalıdır." - Virginia Woolf

İngiliz modernist yazar Woolf, bilinç akışı tekniğinde yıldızlaştığı Mrs. Dalloway, Orlando gibi romanları ile tanınan bir yazar olmasının yanında, kadın hakları konusunda da Kendine Ait Bir Oda isimli uzun denemeyi kaleme almış bir yazar. Bu harika denemede Shakespare'in birebir aynı yetenek setine sahip hayali bir kız kardeşi olsaydı, ekonomik özgürlüğü olmadığı için sonunda bir kavşakta gömülü olacağını söyler Woolf. "Kapısı kilitlenebilen bir oda ve yılda beş yüz pound düzeyinde bir gelir" der ısrarla. Piyasada kolayca bulunabilen kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.

Woolf

4. "Yarımız geride tutulurken hepimiz başarılı olamayız." - Malala Yusufzay

1997 doğumlu Pakistanlı bir aktivist olan Yusufzay'ın ailesi, Pakistan'ın kuzeybatısı ve Afganistan'ın güneydoğusunda yaşayan Peştunlardandır ve Pakistan Talibanı zulmünden doğrudan etkilenmişlerdir. Yusufzay 11 yaşından beri Taliban rejiminin kız çocukların okula gitme hakkını elinden almaya çalışmasına karşı yazılar yazmış ve aktivistlik yapmış, bu nedenle hedef alınarak 2012'de başından vurulmuştur. İyileştikten sonra Pakistan ve dünyanın birçok yerinden destek gören gencin bu sözü, belki biraz daha şanssız olsa hiç göremeyeceği 16 yaş doğum günü için yayınladığı mesajda geçiyor. 2014'te Nobel Barış Ödülü'nü alan en genç kişi olan Yusufzay, daha önce iki dönem Pakistan başbakanlığı yapmış ve gerici bir suikastta hayatını kaybetmiş Benazir Butto'yu da ödül konuşmasında anmıştı.

malala

5. "Dünyada herkese yer var, paylaşmasını bilirsek ve yetinebilirsek barış içinde yaşayabiliriz." - Türkan Saylan

2009'da kaybettiğimiz Saylan, hekimlik kariyerinde cüzzamla savaş, daha da önemlisi cüzzam hastalığının toplum tarafından anlaşılması ve hurafelerin giderilmesi konularında yaptığı çalışmalar kapsamında Anadolu'yu karış karış gezmiş bir vatansever. Atatürk ilke ve devrimlerini yaşatmak, çağdaş eğitim ile yetişmiş çağdaş topluma ulaşmak amacıyla kurduğu ÇYDD çatısı altında Kardelenler gibi projelerle binlerce kız öğrenciye biraz olsun fırsat eşitliği yaratmış, bursa ulaşmalarını ve lise eğitimlerini tamamlamalarını sağlamıştır. Yukarıdaki sözünde "yetinebilmek" kavramına vurgu yapmak istiyorum.

turkansaylan

Sevgiyle kalın.

#yaşam_tarzı